22 SENE OLDU NE ARADI NE SORDU

Çağdaş, annesinin Dallas dizisi gibi bir hayat hayallerinin peşine düşüp, 4 yaşında annesizliğe terk edilen bir çocuk. Doğum sırasında uygulanan bir müdahele sonucu beyin özürlü kalıyor ve bu gerçeği kabullenemeyen annesi, geride özürlü bir çocuk, çaresiz bir baba bırakıp, onlara veda ediyor.

Can Hıdır (sağda) ve yanında huzur bulan oğlu Çağdaş.
Can Hıdır (sağda) ve yanında huzur bulan oğlu Çağdaş.
Esin Erel-Nicoara
Esin Erel-Nicoara

NERDEN BAŞLAYACAĞIMI HEP DÜŞÜNDÜM, ÇÜNKÜ;

Duyduğum en tüyler ürpertici hikayelerden biri bu.

Dizi olur, film olur, roman olur.

Çağdaş, annesinin Dallas dizisi gibi bir hayat hayallerinin peşine düşüp, 4 yaşında annesizliğe terk edilen bir çocuk. Doğum sırasında uygulanan bir müdahele sonucu beyin özürlü kalıyor ve bu gerçeği kabullenemeyen annesi, geride özürlü bir çocuk, çaresiz bir baba bırakıp, onlara veda ediyor.

Ne diyelim !

Umarız en azından hayallerini gerçekleştirmiş olsun.

Baba Hıdır Can ve oğul Çağdaş’ın derin dramı işte o günden itibaren başlıyor.
Hıdır Can 12 yaşında ailesi ile birlikte Almanya’ya gelmiş. Gelmiş de aklıda, yüreği de Türkiye de kalmış. Bir gün Türkiye’ye dönmek, üniversite okumak ve mesleğinde yükselebileceği kadar yükselmek konusunda kararlı.

Bir adımla başlıyor herşey. Buradan ötesinde sizi Hıdır Can ile baş başa bırakıyorum.

Esin Erel-Nicoara

Türkiye’ye döndükten sonra neler yaşandı hayatınızda?

Almanya’ya alışamamış, sevememiştim. Birde üstüne Türkiye’de geçirdiğim bir izin sırasında yaşadığım „İLK AŞK“ duyguları da eklenince içim içime sığmaz olmuştu ve ver elini Türkiye deyip, ailemin karşı koymalarına rağmen Türkiye’ye dönüş yaptım. Liseyi bitirdim, üniversite sınavlarında iyi dereceler elde ettim. Almanca Dili ve Öğretmenliği bölümünü kazandım ve başarı ile mezun oldum. Ancak o sıralarda öğretmenlerin mecburi hizmetlerini Doğu da yapma zorunluğu vardı. Doğuya gitmek istemediğim için maalesef öğretmenlik hakkımı kaybettim. İlk önce bir gazetede muhabirlikle başladım iş yaşamıma sonrasında Almanca dilini çok iyi derecede bilmem bana Turizm dalında çalışma fırsatı sundu. Antal- ya’da bir rehberlik işi bulup çalışmaya başladım. Sonrasında eşimi ve oğlumu da yanıma aldım. Ancak hayat Antalya’da bize beklediklerimizi sunmadı. Bazı çocuklar annelerinin karnından doğar, kalbinde yeşerir, bazıları karından doğar, kalbe uzanamaz. Çağdaş maalesef annesinin kalbine uzanamadı.

Hıdır Can arkadaşımız Esin Erel-Nicoara'ya içini döktü.
Hıdır Can arkadaşımız Esin Erel-Nicoara’ya içini döktü.

DİZİLER PSIKOLOJİK SAĞLIMIZI DA ETKİLİYOR

DALLAS, 80’lerin 14 sezon ya- yınlanan pembe dizisi.. Bu dizi o kadar benliğine işlemişti ki, başrol oyuncuları bile Yasemin kadar damarlarında hissetmemiştir diziyi.
14 yaşında tanıdığım bana ilk aşk duygularını yaşatan kadın çoktan alıp başını gitmiş, yerine TV dizileri ile iç içe yaşayan, özürlü bir çocuğun ağırlığını taşıma duygusundan yoksun bambaşka bir kadın gelmişti. Ve bir gün, uçsuz bucaksız hayallerine doğru yola çıktı.

Oğlunuzla yaşam nasıl gelişti? Ne zorluklar yaşadınız?

İlk günler gerçeği kabullenmek benim içinde hiç kolay olmadı. Bir yandan hayat devam ediyordu. Çalışmam ailemi ayakta tutmam gerekiyordu ama bir yandan da psikolojik olarak çok yıpranmıştım. Bu sırada annem hızır gibi imdadımıza yetişti. Almanya’da ki oturum hakkını kaybedilme ihtimali bile söz konusuyken, hiç düşünmeden Türkiye’ye gelip bizi sahiplendi. İyi ki varmış !! Cennet hakikaten böyle annelerin ayağı altında. 1993 yılında gerek kendim için, gerek oğlum için daha iyi bir gelecek bulacağım inancıyla yeniden Almanya’ya dönme kararı verdim.

Bir süre turist olarak kaldıktan sonra sığınmacı başvurusu yaptım ve Çağdaş ile birlikte sığınmacı yurduna yerleştik. Yurt da yaşarken tüm sığınmacı ailelerin çocuklarına gönüllü babalık yaptım, onlara elimden gel-

Baba Hıdır Can çalıyor, oğul Çağdaş okuyor. Eserin adı: Şu Metrisin Önü!
Baba Hıdır Can çalıyor, oğul Çağdaş okuyor. Eserin adı: Şu Metrisin Önü!

diğince eğitimler vermeye çalıştım. 7 sene böyle geçti. 7 senenin sonunda Alman Makamlarına teslim ettiğim pasaportumu geri aldım. Artık özgürdüm !!
Sıra Çağdaş ile birlikte yaşayabileceğimiz, ikimizin de mutlu olabileceği bir yer arayışına gelmişti. Bielefeld Bethel Kinderzentrum ile yazıştım. Oğlumun orada mutlu olacağına inandım ve ve birlikte Bielefeld’e taşınarak yeni, yepyeni bir hayat kurduk kendimize.

Hayat devam ediyor ama hayat da yalnız yaşanmıyor?

Oğlum hayatımın büyük bir bölümünü kaplamakla birlikte kalbim yalnızdı. Bu boşluğu dolduracak hem oğlumu hem beni yürekten sevecek, büyük yürekli bir hayat arkadaşı arıyordum. Bu konuda Partner Sitelerinden bile medet umdum. Bir kişi ile tanıştım. Ona yüreğimi ve beni anlatan romantik bir mektup hazırladım ve gönderdim.
„Buğday tarlalarında koşarak, komşuların camlarını kırarak, taze inek sütü içerek, mum ışığında öykü dinleyerek geçti çocukluğum. Kitap kurduyum. Saz çalmak, fotoğraf çekmek en büyük zevklerim arasında. Kendine yeten, ama her insan gibi özlem ve umutları olan biriyim.
„Ben, gönlümün çektiğini değil, gücümün yettiğini yaparım !„ bir üniversite hocamın lafıydı bu..“
Sözler romantik bir o kadar da duygulu, insanın kalbine işliyor ama bir ilişki yürütmemize yetmedi. Sonuç yine kocaman bir yalnızlık.

İKİ YANLIZ KALP BULUŞTU

Böyle derler ama hayat uygulamasında üç yanlış bir doğruyu götürmez, üç yanlış bir doğruya götürür. Tam da böyle oldu. Hatalar bana doğruyu buldurdu. Bir komşum, benim gibi yalnızlıkdan müzdarip bir akrabasını tavsiye etti. Ve hayatımıza Nuray girdi. İki yalnız kalp buluştu. Bir şeyi yeşertmek kolay değil. Ama biz başardık. Neyi istediğimizi, ne kadar istediğimizi, istek ayarlarımızı yeniledik. Şimdi Çağdaş, Nehir, Nuray ve ben bu geminin kaptanlarıyız. Açık denizlere yol alıyoruz.

Sizde öğretmensiniz. Oğlunuza özel bir eğitim veriyor musunuz?

Özel gereksinimi olan çocuklara özel eğitim gerekiyor. Bu benim uzmanlık alanım değil. Ama bir baba olarak ona elimden geldiğince yardımcı oluyorum. Örneğin Çağdaş’ın en sevdiği şey müzik. Ben saz çalarken o da şarkıları ile bana eşlik eder. Bu onun iletişim becerilerine, dil gelişimine büyük katkı sağladı. Baba ve oğul zaman zaman kocaman bir orkestraya bedeliz.

Hayat benden birşeyler koparıp aldı ama şimdi ikinci yarıda aldıklarını koparıp, koparıp geri veriyor. Buradan sonrasında daha da güçlüyüm ve hayatın rüzgarıyla savasmaya hazırım.