Minimalizm, modern sanat ve ve müzikte, kökeni 1960’lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akım. Kısaca sadeleşmek, ferahlamak diyebiliriz. Minimalizm felsefesini hayatımıza da uygulayabiliriz. Hayatımızda ki fazlalıklardan kurtulup, sadeleşip, başka daha önemli şeylere yer açabiliriz.
Hangimiz dağınık degilliz ki?
O zaman toplanalım biraz. İşe mutfak dolaplarından başlayın, kullanmadığınız plastik kaplar, bir gün belki lazım olur diye sakladığınız poşetler, sarımsak ezici, hıyar soyucu.. dökün bunların hepsini tezgahın üstüne. Ortaya koskoca bir çöp dağı çıkmadı mı?
Salonunuza bir göz atın. Ayşe teyzenin düğün hediyesi vazo o gün bügün vitrinde, babaanne fiskos takımları sehpanın üzerinde. Toz alırken hepsini tek tek kaldırıp, yerine koymakdan bıkmadınız mı? Zaman içinde bunlarla eminim duygusal bir bağ oluşturdunuz. Ama artık vedalaşmak zamanı! Bir başkasına hediye edin. Biraz da o baksın! Siz sadeleşin. Toz almayı bile kolaylaştırın.
Az, coktur !
Sıra geldi giysilerinize. İlk önce tarzınızı belirleyin. İş hayatında, özel hayatınızda öncelikleriniz neler? İşe otobüsle gidiyor, günün 8 saatini ayakta çalışarak geçiriyorsanız, bir dolap dolusu topuklu ayakkabı neden? Bu sene kırmızı moda diye bir sürü kırmızı kıyafet almayın. Her daim klasik Nötr renklere yönelin. Bütün giyecek dolabınızı boşaltın. Atın yatağın üstüne. Sonra tek, tek, elleyerek, hissederek bir kez daha düşünün. Buna gerçekten ihtiyacım var mı? İyi durumda olan ama artık sizi mutlu etmeyen giysilerinizi ayırın bir kenara. “Armağan Ekonomisi” ile tanışın. Bunları bağışlayabileceğiniz yerler araştırın. Sizden daha fazla ihtiyacı olanları sevindirin. Çok daha iyi durumda ve pahalı olanları 2.El pazarlarında, Ebay’de satışa çıkarın. Eski giysiler bir bakmışsınız size para bile kazandırmış. Dolabı elden geçirdiniz, herşey yerine yerleşti. Artık daha az satın almaya özen gösterin.
Hayat Detoksu
Gün içinde hangi işin ucundan tutacağınızı şaşırıyor, sonra da bu günler neden 24 saat diye sinirleniyor musunuz? Demek ki yapacağınızdan fazlasını üstlenmişsiniz. Ayıklayın, seçin.
“Sadeleşmek” sadece eşyalarda değil, her yanımızda. En çok zamanınızı harcayan neler var? Temizliğe onlardan başlayın. Arkadaş detoksu bile yapın. Size iyi gelmeyen insanları, hem sosyal medyanızdan, hem hayatınızdan çıkarın.
Marie Kondo Japon bir uzman. Uzmanlık alanı „Derleyip, Toplamak“. Bu konuda öyle uzmanlaşmış ki „Derle, Topla, Rahatla” kitabı 27 dile çevrilmiş.
Kondo diyor ki : Sahip olduklarının 3’te 2’si fonksiyonsuzdur / gereksizdir. Çok eşya, gereksiz eşya, bakış açısını, hayat algısını daraltan bir faktöre dönüşüyor.
40’lı 40 Kadın
Kültürümüzde 40’ın önemi büyüktür. Yer etmiş, inandığımız bir cok sayıda kırk’lı adet var.
Çocuğun doğduktan sonra kırk gün sokağa çıkarılmaması, lohusalıkta kırk gün, ölünün ardından kırkı çıkmak, bir kahvenin kırk yıl hatırı olması…
Ama en önemlisi, özellikle kadınlar için hayatta bir dönemeç noktası olarak adlandırılan 40 yaş. Hataları sürdürmek için geç, bir yandan da dünyayı yeni baştan yaratacak kadar güçlü ve genç hissettiğimiz bir dönem.
İşte bende 40‘larında, dünyayı yeni baştan yaratmış 40 kadın arıyorum. Siz de bunlardan biriyseniz, 40’da yüreğimin götürdüğü yere gitmeye karar verdim , ruhun yaşı yoktur, ”eksilenleri geri koymak” hayat manifestom diyor,, hayat hikayeniz Öztürk gazetesi satırlarında yer alsın istiyorsaniz bana yazın.