HEP ORTADOĞU

Batı medeniyeti
Bakın şan veriyor şan (!)
“Çağdaş kravatlardan
Damlıyor kıpkızıl kan!.”

Ortadoğu başındaki kara bulutlardan, üzerindeki fırtınalardan bir türlü kurtulamıyor. Sancılarla beraber yaşamaya mecbur ve mahkum edilmeye çalışılıyor. Yıllardır gerçekleşen katliamlar, ölümler artık hava durumu haberleri verircesine sıradanlaşıyor sanki. Dünyanın, çağın çok modern dönemde olduğu iddiası ile bu boyutta kan dökülmesi çelişkiden daha öte bir vahamet.

Bilgisayarlardaki kanlı savaş oyunlarının gerçeğini alanda uygulamak kayıtsızlığıyla, akıl ile, insan ile alay eden bir saygısızlık ve zalimlik sergileniyor. 1990’lardan beri Irak’ta öldürülen milyon insanın karşısında susan vicdansız dünya, alışkanlığını sürdürüyor ve aynı kitlesel ölümler Suriye’de devam ediyor.

Çağdaş dünya uydu üzerinden televizyon filmlerine, sinema filmlerine çok zaman ayırıyor. Heyhat, Ortadoğu’da kanı akan ölen bu kadar insanı filmlerdeki sanal ölümler gibi düşünüyorlar.
Bir tarafı ile toplu katliamlar üzerinden silah sektörünü ayakta tutmak, imha gücü yüksek silahları alanda denemek için, film senaryosu yazıp ve çekim yaparcasına uygulama yapıyorlar. Ve tabiî ki diğer taraftan yeraltı kaynakları çok önemli olan bu bölgeyi kontrol altında tutmak istiyorlar. “Buna bir taşla iki kuş vurmak diyebiliriz ama, maalesef silahla binlerce insan vuruyorlar.”

Zevkler tartışılmaz ya, medeniyet zevkini tartışmıyor artık. Vahşi zevk, zevksiz zevk tadını kaybetmiş görünüyor. İhtiras ve doyum dengesini yitirmiş. İnsan ölümlerini kulaklar duymuyor, ciddiye almıyor, üzerinde durmuyor.

Buna maruz kalan İslam aleminin durumu ise asıl aklın durduğu, sözün sustuğu yer.
Ne diyelim bedende can ağlıyor, mısralar kan ağlıyor. Mısralar aklı, vicdanı, onuru uyanmaya çağırıyor:

ORTADOĞU PERİŞAN

Ortadoğu perişan!..
Her anı feryat, figan!..

Durmuyor savaş, terör
Duruyor akıl, iz’an..

Hey İslam Alemi hey!
Neden hayatın zindan..
Neden böyle ayrıldı
“Basiret” ve “Müslüman..”

“İhtilaf” zirvelerde
“İttifak” darma-duman!..

Kavranılmayan görev,
Kaybedilen imtihan..
Beyin ve kalp baskıda
Göz açamıyor irfan..

”Uykulu ufuklara
Ne zaman atacak tan!.”

“Kudüs”e zulüm düştü
Bu zaman böyle zaman..
İhtiras kol geziyor
Kimlere kaldı meydan..
“Selahattin Eyyubi”
Uyan kabrinden uyan!.

Öyle bir kördüğüm ki
İmkânsız oldu imkân..

Ortada “kanama” var,
“Kınama” olmaz derman!..

Üst aklın güdümünde
Yürütülen bir plan..
Bölge halkları tuhaf
Burda kim dost, kim düşman..
Suriye, Irak, İşid
Kukla, piyon, figüran..

Tarihinden kopmanın
Sonu böyle bir hüsran!..

İş bu Amerika’yı
Sevebilir mi insan,
İnsan olmak adına
Taşıyor ise vicdan!..

Süper suçlu süper güç
Amerika kahraman (!)

Amerika Baba’ya
Mübah her iş, her alan..
“Küstah oğul İsrail”
Ferman kesiyor ferman!..

Teröre lanet olsun!
Her terörden el’aman..
Vebalinde boğulsun
Her kim akıtırsa kan!..

Lakin devlet terörü
Hepsinden koskocaman!..

Batı medeniyeti
Bakın şan veriyor şan (!)
“Çağdaş kravatlardan
Damlıyor kıpkızıl kan!.”
Böyle bir pişkinliği
Tarih yazmadı inan!..
Savaş çıkar silah sat,
İşte bu devir, devran..
Demokratik katliam (!)
Bunlar bu işte uzman!..

“Peki tam olan nedir
İnsan olmak ki noksan!.”

Ozan Yusuf Polatoğlu