Ve, Gülden doğdu?
1984 yılında ailemize Gülden katıldı. Ama Gülden zaman zaman çok fazla ağlıyor. Bazen çığlıkları ürkütücü bile olabiliyor. Doktor doktor geziyor ve çare arıyoruz. Ama biraz yabancı, biraz çaresiz olduğumuzu gören doktorlardan „Birşeyi yok bu çocuğun. Alın götürün eve“ lafından başka birşey duymak mümkün olmuyor. Yine bu aşırı ağladığı günlerden birinde, yine bir doktor kapısında Gülden’in beyin kanaması geçirdiğini öğreniyoruz. Ölünceye kadar bebek kalacak, bakıma muhtaç bir çocuk var kucağımızda. Aylar süren tedaviler, yıllara yayılan terapiler, psikolojik desteklerle Gülden bugün 34 yaşında !!
Engelli bir çocuğu kabullenmek kolay mı?
Elbette çok zor günler yaşadık. Artık toplumda „özürlü“ etiketi ile yaşamayı öğrenecektik. Bu gerçeğimizdi ve kabullenmekten başka çaremiz yoktu. Hayat, herkese başka sunuyor yaşamı. Sosyal hayatım durdu. Git gide yalnızlaştım. Diplerdeyim !! Her derdin bir sabrı ve bir mükafatı olduğu inancını taşıyorum. Bu inanç beni ayağa kaldırdı. Gülden’den sonra 2 çocuk daha dünyaya getirdim. 34 senedir engelli, engelsiz ahenkle sürdürüyoruz yaşamımızı.
EŞİM VE AİLEM İLE VEDALAŞIP ÖLÜME HAZIRLIK YAPTIM
Tam herşey yoluna girdi derken bir de sizin hastalık dönemi başlıyor. Hastalığınızı duyunca ilk neler hissettiniz?
2004 yılında kendimde bir takım değişiklikler hissettim. Sıkça başdönmesi, unutkanlık !! Neler oluyor? Yoksa yolun sonuna mı geldim? diye sorgulamaya başladım. Doktorumuz „beyinde tümör“ diyor. Bu sarsıcı gerçeği ögrendiğim ilk an, ilk aklıma gelen „Gülden“. O bensiz nasıl yaşar? O dakikadan sonra kendimi ölüme hazırlamaya başladım. Gülden için bir bakım evi buldum onu oraya bıraktım. 3 yaşındaki oğlumu babaannesine teslim ettim. Çocuklarımla ve kocamla vedalaştım ve ameliyata girdim. Sonuçlar tümörün kötü huylu olmadığını gösterdi. Allah bana yola devam izni verdi. Uzun bir tedavi sürecinden sonra kendimi toparladığımda Gülden’i yeniden evimize getirdim. Güldenim oralarda perişan olmuştu. Hırçın ve huysuz..Ben bitik, o bitik.. Yılmadım. Yaralarımı yavaş, yavaş iyileştirdim.
BEN ÇOCUĞUMU ANNEM BENİ DÜŞÜNÜYORDU
Bu zorlu yaşam sürecinde en büyük destekçiniz kimdi?
İnsanın annesi gibi yok ! Ben nasıl kendi evladımı düşünüyorsam annemde beni düşünüyor. Gülden’in hastalığından hemen sonra annem Almanya’ya taşındı. Anneanne & Anne dayanışması ile Gülden’in zor dönemlerini atlatmayı başardık. Eşim Cihangir’in yardımlarını da görmezlikten gelemem. Gülden’i terapilere sırtında taşıdı. Hala da yoğun iş temposuna rağmen sabahları Gülden’i işe götürmeden güne başlamaz.
BİR PLATFORM KURDUK
Ve, sonra bir karar verdiniz?
Engelli bir çocuk sahibi olmanın her türlü evresini yaşadım. Bir sürü deneyim biriktirdim. Diğer ailelerle birlikte elele, omuz omuza yaşama tutunma mücadelesi verebileceğimiz bir platform yaratmak istedim. On sene önce Johanniskirshe bünyesinde bir yer kiralayarak bu yola baş koydum. Çocuklara eğitimler verdim, uzman konuşmacılar davet edip, aileleri bilgilendirdim. 2010 yılından beri Feilenstraße DER PARITÄTISCHE SELBSTHILFE KONTAKT bünyesinde haftada iki kere toplanıyor, karşılıklı yardımlaşıyoruz. 16 kişi ile başladığım yolda şimdi 30 kişiyiz. Çok az !! Bu Platform belediye, kurum, kuruluş her yerden destek bekliyor. Ancak bu desteklerle ayakta durabiliriz.
HAYALLER GERÇEKLEŞMEZ SEN HAREKETE GEÇMEDİKÇE
Engelli çocuğu olan anneleri en çok ne düşündürüyor?
Engelli çocukların, engel tanımayan annelerinin en büyük kaygısı benden sonra çocuğum ne olacak? Engelli çocuk anneleri çocuklarının sayesinde şefkat ve merhamet duygularının arttığını dile getiriyor. Bilinen bir gerçek ise bakım evlerinin durumu. Biz annelerin en büyük hayali bir gün gönül rahatlığı ile çocuklarımızı emanet edebileceğimiz bir bakım evi yaratmak. Hayalimizi gerçekleştirmek için yoldayız.
İnanmak, başarmanın yarısıdır. Bir gün o da olacak !!
İç sesimi dinledim, inandım
On senedir engelliler için mücadele veriyorsunuz. Birşeyler değiştirmeyi başarabildiniz mi?
Engelli çocuğu olan bir çok anne mutsuz. Onları da çocuklarını da yeniden hayata bağlamak için çalışmalar sunuyoruz. Benim bu işe başlamamın tohumlarını Gülden attı !! O olmasaydı ben belki böyle bir platform kurmayı düşünmeyecektim. İç sesimi dinledim, inandım ve başardım. Ben kendi bakış açımdan bayağı yol katettiğime inanıyorum. Kendimi geliştirdim, bilgilendim. Bu platform 6 Mayıs da 10. yılını kutlayacak. Diğer engelli derneklerinin, bizimle birlikte bu işe baş koymak isteyen gönüllülerin katılımını bekliyoruz.