Birçok psikolojik rahatsızlık duyan insanlarda hedefsizlik tespit etmek mümkündür. Bu hedefsizliğin kaynağı çoğu zaman ümitsizlik oluyor. Ümitsizlik insanı felç eder, hareketlerini sınırlandırır. Gelecekten ümitsiz olunca hedef ve gayelere de önem verilmez.
Depresyon da ümitsizliğin bir neticesidir. Çünkü ümitsiz olan insana hedefsizlik de eklenince, şahıs kendini yetersiz ve gereksiz görür. “Ben neden varım? Hiçbir işe yaramıyorum? Yaşamasam da olur?” düşüncesi insanı pesimist yapar. Olumsuz düşünceler de depresyona sürükler.
Türkiye´de 2014 senesinde 8 milyondan fazla insanın, kadınların erkeklere oranla iki katı, antidepresan ilacı kullandığı ortaya çıktı. Depresyon ilaçları bazen gerekli olmasına rağmen birçok kullanan için hiçbir faydası yok. Çünkü birçok depresyon ilaçları kafadaki sorunu ortadan kaldırmaz, sadece beyni uyuşturur ve bu şekilde sorunu düşünmemenizi sağlar. Dolayısıyla sorun halen vardır, fakat ilaçlar insanı yorgun, bitkin, uykulu hale getirdiği için, soruna yüklenmeye güç kalmaz.
Depresif olan bir insan tüm gününü hiç bir iş yapmayarak veya sadece yatarak geçirirse daha da depresif olur. Bunu işsiz olanlarda da görmek mümkün. Çünkü kendisini gereksiz ve işe yaramaz hisseder. Bu şekilde kendisine verdiği değer azalır. Ümitsiz olur. Özgüveni de gider. Neticede hiç birşey yapamaz hale gelir ve kendisini depresyon kısır döngüsünde bulur. Bu kısır döngüsünden çıkabilmek için mutlaka bir meşguliyet gerekir. Bahsettiğimiz meşguliyet para kazanılan bir iş olmasına gerek yok. Kişiyi rahatlatan, kendisini değerli hissettiren, hedefi olan bir meşguliyet yeterli olacaktır.
Depresyondan kurtulmak için en önemli şartlardan bir tanesi ümitvar olmaktır. Her türlü hastalığın en önemli ilacı moraldir. Eğer dayanak noktamız Cenab-ı Allah ise, her zaman ümitvar olabiliriz. Çünkü tüm gelecekler O´na bağlı. Ümitsizliğimizden dolayı değişemeyeceğini düşündüğümüz olayların ipleri Allah´dadır.
Cenab-ı Allah kendisi Kur´an´da ümitvar olmayı vad ediyor: “Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umut kesmez.“ (Kur´an, 12:87), “Dediler ki: ´Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma.´“ (Kur´an, 15:55), “Allah’ın ayetlerini ve O’na kavuşmayı ‚yok sayıp inkar edenler‘; işte onlar, Benim rahmetimden umut kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azab onlarındır.“ (Kur´an, 29:23), “Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah’ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.“ (Kur´an, 17:83), “Bir de biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptığı şeyler sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar.“ (Kur´an, 30:36), “De ki: ´Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.´“ (Kur´an, 39:53) ve “Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.“ (Kur´an, 3:139).
Hz. Ali çölde ümitsizce dolaşan bir adamla karşılaşır. Adama sorar: “Niçin böyle çöllerde deli gibi dolaşıyorsun?“ Adam, affedilmeyecek kadar çok günahkar olduğunu söyler. Bunun üzerine Hz Ali adama şöyle der: “Senin günahın ne kadar çok olsa da, Rabbimizin rahmetinden çok olamaz.“