Ramazan geldi, ama hüzünlü geldi.
Bu sene Kovid 19 salgınından dolayı camiler kapalı olacak. Teravih namazları kılınmayacak, cami ve derneklerde alışıla geldiğimiz toplu iftarlar yapılmayacak. Evlerde de durum farklı değil; komşularımızı, dostlarımızı evimize davet edip gönül rahatlığı ile en azından 3 Mayıs’a kadar iftar yapamayacağız. İftarda aile fertleriyle sınırlıyız. Çünkü, karona tedbirleri kapsamında yayınlanan kararname ile gelen yasaklar yürürlükte. İhlal edildiği takdirde ciddi para cezaları veriliyor.
Cezalar olmasa bile insanlar kendilerini, sevdikleriniz korumak için otokontrol mekanizmasını olabildiğince işletiyorlar. Yasaklara zorunlu olarak uyma değil, gönüllüler. Geleceğimiz için, sağlıklı günler için gönüllüler…
İşte böyle bir ortamda Ramazan ayına merhaba dedik. Bizde Öztürk olarak güncel konular ışığında Ramazan ile alakalı bazı soruları Merkez Cami din görevlisi Ahmet Hamdi İnalpulat beye sorduk. Merak ettiğimiz bazı sorulara cevap alabilmek için bir söyleşi yaptık.
İşte o röportaj:
CAMİLER, HATTA KABE BİLE KAPALI
Hocam, 2020 yılının Ramazan ayı; “Çok tarihi bir ramazan olacak” ne dersiniz?
2020 yılı Ramazan ayı ifade ettiğiniz üzere gerçekten tarihi bir Ramazan olarak tarih sayfalarında yerini alacak. Kovid 19 salgın hastalığı sebebiyle dünyanın hemen hemen her ülkesinde önlemler alındı. Bu çerçevede camiler de kapalı. Hatta Kabe ve Mescidi Nebevi de bile bu sene cemaate kapalı olacak. bu gerçekten üzücü bir durum. Bielefeld Merkez Cami olarak Ramazanlarımız çok coşkulu ve dolu dolu geçiyordu. Haftaiçi yaklaşık 500/600, haftasonları 1000, Kadir Gecesi‘nde 2500 civarında kişi ile iftar sofralarımız oluyordu. Teravih namazlarımızla, mukabelelerimizle bu manevi atmosferi bu sene maalesef yaşayamayacağız. Ama bizler evlerimizi birer Allah’ın evine çevirerek bu Ramazanı değerlendirebiliriz.
HİZMETLERİMİZ SOSYAL MEDYA İLE VERİLECEK
DİTİB genel merkezin yayınladığı özel bir Ramazan mesajı var mı?
Ditib genel merkezimiz yaşadığımız bu süreç sebebiyle Ramazan faaliyetleri olarak birtakım mesajlar yayımladı. Özellikle sosyal medya ve tv kanalları vasıtasıyla programlar yapılacak ve camaatimize ulaştırılacak. Bu vesileyle bunları şöyle özetleyebiriz:
1) Her gün saat 19.45 de ‘Avrupa’da Ramazan’ adı altında bir program yapılacak. Bu programı Kanal Avrupa TV ve Ditib’e bağlı sosyal medya üzerinden takip edebiliriz.
2) Her gün saat 12.00 da seçkin hafızlarımız tarafından mukabele okunacak. Yine bunu da Kanal Avrupa ve Ditib’e bağlı sosyal medya üzerinden takip edebiriz.
3) Hafta sonları çocuklara yönelik kurslarımız, gençlik sohbetlerimiz, bayanlara yönelik vaaz ve sohbetlerimiz online olarak devam edecek.
4) Zekat ve Fitre hizmetlerimiz de geçen senelerde olduğu gibi aynen devam edecek.
Ditibe ait sosyal medya hesaplarımız:
https://www.facebook.com/ditibbundesverband (Facebook)
https://www.instagram.com/ditibbundesverband (instagram)
https://www.youtube.com/c/ditibbundesverband (Youtube)
AİLE FERTLERİMİZLE CEMAAT OLABİLİRİZ
Teravih namazları camide bu sene kılınmayacak. İnsanlar evlerinde kılmak istese, yalnız kılabilirler mi? Teravih namazı farz mı sünnet mi?
Teravih namazı Sünnet olan bir namaz. Peygamber efendimiz SAV bu namazı camide cemaat ile kılmış fakat ümmetim üzerine farz olmasın diye daha sonra evde kılmıştır. Dolayısıyla bizler Teravih namazını evimizde gerek ferdi olarak gerekse eşimiz ve çocuklarımızla cemaat olarak kılabiliriz. Benim tavsiyem gerek Teravih namazı olsun gerekse vakit namazları olsun evimizde eşimiz ve çocuklarımızla cemaat olarak kılmak. Böylece hem cemaat sevabı elde etmiş oluruz hem de çocuklarımıza iyi bir örnek teşkil ederiz.
ASLA KOMŞULARLA BİR OLUP CEMAAT OLMAYALIM
Kovid 19 salgınını dikkate almadan evde cemaat uluşturarak namaz kılmak isteyen kişilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Bizim dinimiz Tedbir ve Tevekkül’ü emreder. Yani üzerimize düşeni yaptıktan sonra takdiri Allah’a bırakmalıyız. Bu sebeple bugünlerde Kovid 19 salgın hastalığı sebebiyle alınan tedbirlere mutlaka riayet etmeliyiz. Sağlık olmadan ibadet olmaz. Bizler ‘Kaş yapayım derken göz çıkarmamalıyız.’ Evimizde kendi ailemiz ile cemaat olarak namazlarımızı kılabiliriz. Ama asla komşularla, ya da değişik şekillerde bir araya gelerek cemaat olup namaz kılmamalıyız. Bu hastalığın yayılmasına, hasta olmamıza ya da birilerinin hasta olmasına sebep olur ki bu kul hakkıdır.
ŞÜKÜR İÇİN ZEKAT, FİTRE VE FİDYE VERİLİR
En çok merak edilen konuların başında fitre ve zekatların nasıl verileceği… Mesela bu sene fitre nasıl hesaplanacak, tutarı nedir?
Öncelikle Zekât ve Fitre ve Fidye kavramlarını kısaca açıklamak istiyorum.
Zekât: İslam’ın 5 şartından biri ve Farz olan Mali bir ibadettir. Dinen zengin olanlar mutlaka zekâtlarını vermelidir. Dinen zengin olmanın kıstası borcu ve asli ihiyaçlarını çıktıktan sonra 80,18 gr. Altın ya da bu miktarda Menkule sahip olanlar bunun üzerinden bir kameri yıl geçince 40 da 1 ini fakir ve muhtaçlara vermelidir.
Fitre: İnsan olarak yaratılmanın, Ramazan orucunu tutmanın ve Bayrama ulaşmanın bir şükür ifadesi olarak yapılan mali ibadettir. Fitre Mevcut sosyo/ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önüne alınarak hesaplanır. Fitre oruç tutsun veya tutmasın bütün aile fertleri hesaplanarak verilmelidir. Bu sene Almanya da Fitre geçen sene ki gibi 10 Euro olarak hesaplandı. Ama ben özellikle şunu belirtmek istiyorum ki 10 Euro asgarisi yani en az miktar. Herkesin hayat standardı farklıdır. Aylık 2000 Euro geliri olanla 10000 Euro geliri olanın hayat standardı farklıdır. Bunu göz önünde bulundurmalı ve fitremizi buna göre vermeliyiz.
Fidye: Hastalık Ya da yaşlılıktan dolayı oruç tatamayan ve bundan sonra ki ömründe de tutma imkânı olmayan, bunun kazasını yapamayacak olanlar maddi imkânları varsa oruç tutamadıkları her gün için fidye vermelidir. Bu da fitre miktarıyla aynıdır.
Zekât, Oruç fidyesi ve fitre kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.
Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez.
Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, 301). Bu vesileyle şunu da belirtmek isterim ki DİTİB olarak geçen senelerde olduğu gibi bu senede Zekât, Fidye ve Fitrelerinizi Makbuz karşılığında alarak gerekli yerlere ulaştırıyoruz. Camimize gelerek din görevlilerimize ya da dernek yöneticilerimize zekat, fitre ve fidyelerimizi makbuz karşılığında verebiliriz.
YASAKLAR DEVAM EDERSE TELEFON İLE BAYRAMLAŞMALIYIZ
Yasaklar devam ederse, bayram namazınıda camide kılınmayacak. 22 Mayıs bayram sabahı ne yapılsın, saat kaçtan sonra bayramlaşmaya başlanabilir?
Bayram namazı cemaatle camide kılınan ve Hanefi mezhebine göre vacip olan namazlardandır. Eğer yasaklar devam ederse maalesef bayram namazını da kılamayacağız. Bu sene Ramazan bayram namazı saat 06.04 de kılınacaktı. Bu saatten sonra bizler bayram sabahı öncelikle aile fertlerimizle bayramlaşmalı daha sonra anne, baba, dede, nine vb büyüklerimizi telefonla arayarak bayramlaşmalıyız. Ramazan orucunu tutup bayrama kavuştuğumuz için Allah’a şükretmeliyiz. Bayram günleri ve geceleri duaların kabul edildiği zamanlardandır, bu vesileyle bu zor günleri atlatmak ve musibetlerden kurtulmak için dua etmeliyiz. Geçmişlerimizin ruhu için de Kuranı Kerim okuyup dua edebiriz. Korona virüs önlemleri devam ettiği sürece bayramlaşmalarımızı da geleneksel usulümüz olan bir araya gelerek büyüklerimizin ellerini öperek değil telefonla görüşerek ya da uzaktan selamlaşarak yapmalıyız.
Çok teşekkürler hocam…
Asıl ben teşekkür ederim, bu fırsatı verdiğiniz için.