Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Sistemi oylamasında Avrupa ülkelerinden güçlü EVET oylarının çıkması batılı siyasiler tarafından tartışılıyor ve çifte vatandaşlığın iptal edilmesi gibi konular gündeme getiyor. İşte onlara verilen cevaplar..
BIELEFELD (Öztürk Haber Merkezi)
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için yapılan fererandumda yurtdışı oylamasından çıkan güçlü „EVET“ tercihini Bielefeld’deki dernek yöneticilerine sorduk. Türkiye’de 16 Nisan 2017 tarihinde yapılırken, yurtdışında 27 Mart ile 9 Nisan 2017 tarihleri arasında sandığa gidildi.
Avrupa’da gerçekleştirilen oy işlemlerinden, Belçika’daki yüzde 75 ve Almanya’daki yüzde 63 gibi güçlü EVET sonucu çıkması, Avrupa ülkelerinde tartışmalara yol açtı.
Türkiye’deki referandumdan sonra tartışılan, „EVET“ oylarını fazla olmasını neye bağlıyorsunuz? Çifte vatandaşlığın, TEK vatandaşlığa dönüştürülmesi tartışmasını nasıl buluyorsunuz ve referandum sürecinde Türkiye’deki siyasilerin Avrupa’ya sert mesajlar vermesini nasıl karşıladınız, Cumhurbaşkanının Nazi benzetmesine katılıyor musunuz? Sorularımıza şu cevaplar verildi.
SOL VE SOSYAL DEMOKRATLARIN ÇOĞU ALMAN VATANDAŞI Almanya’da sol ve Sosyal Demokrat Seçmen kesiminin büyük bir bölümü, takriben yüzde 60’ı Alman vatandaşı, buna mukabil muhafazakar seçmennin yüzde 70’i Türk vatandaşı.
İkinci sebep ise, EVET çalışması devletin maddi desteği ve medyanın katkısı ile yapıldı. Neredeyse Türkiye’de yayın yapan bütün genel ve yerel televizyonlar kanalları, gazeteler EVET için çalıştı. Hem haber bültenleri hem de açık oturumlarda mesaj verdiler. Buna mukabil, HAYIR çalışması yapan grupların imkanları daha az, maalesef bazı yerlerde de engellendi. Bunları gözden ırak tutmamak lazım..
Çifte vatandaşlığın tartışılması çok yanlış. Bence çifte vatandaş olan insanlar daha da sorumlu olurlar. Nazi çıkışı ise son derece yanlış. Avrupa’da böyle bir anlayış seziliyorsa, Türkiye kendi vatandaşlarının burada yaşaması ve çalışmasına nasıl izin veriyor.
ALMANYA GEÇMİŞİYLE HESAPLAŞTI, HALENDE HESAPLAŞIYOR EVET oyu verecek olan insanların hepsi sandığa gitti. HAYIR verecekler sandığa gitmedi bence.
„Evet“ diyecekler iyi teşkilatlandılar. Otobüsle, minibüsle sandığa taşındılar. Ben kaç kişiyle konuştum, „Niye ben ta oraya kadar gideyim, nasıl olsa seçim sonrasında hile yapılacak“ dediler. Yani boşuna gitmek istemediklerini söylediler. Eğer bir ülkenin vatandaşlığını taşıyorsan, o ülkeye ve devlete nazi falan denmemesi gerekir.
Hem Nazi de, hem de o ülkenin pasaportunu taşı o olmaz. O zaman bu ülkeye böyle laflar söyletebilecek durumdaysan, o ülkenin pasaportunu ver, benim seninle ilişkim yok arkadaş de.
Geldiğim ülkenin devlet başkanlarının, böylesine bir söz söylemesi benim açımdan utanç vericiydi. Senelerdir ben politikanın içindeyim, hiç bir politikacıdan başka ülke için böylesine laf duymadım. Ki Almanya; geçmişiyle hesaplaşmıştır, halen de hesaplaşıyor.
55 SENEDİR BURADA MAHALLESİNDEKİ MUHTARI BİLE SEÇEMİYOR Referandumda EVET oyunun çıkması seçmenlerimizin tercihidir. HAYIR’da çıkabilirdi. Fakat burada asıl sorgulanması gereken nokta şudur.
Almanya geçmişimizde koskocaman 55 sene var. İnsanlarımız bunca yıl burada yaşıyor, çalışıyor, çabalıyor. Almanya’ya katma değer veriyor. Alın teri akıtıyor. Gel gör, mahallesindeki muhtarı bile seçemiyor. Oy hakkı yok. Büyük haksızlık. Bunun giderilmesi en büyük arzumuzdur.
Verilen hakkın „Şu olursa alırım bu olmazsa iptal ederim“ düz mantığı ile tartışmaya açılması yersiz ve hukuksuzluktur. Çifte vatandaşlık tartışmasına yorum bile yapmak istemem. Çünkü çok saçma buluyorum.
Türkiye’mizin siyasilerinin bizlerin buradaki konumunu göz önünde bulundurarak , özellikle Almanya ile yaptıkları yorumlarda, bizleri sıkıntıya sokacak açıklamalardan ötürü biraz daha sağduyulu olmaya davet ediyorum.
2,5 MİLYON OYUN KAYNAĞI BELLİ DEĞİL HALA Hiç de adil olmadan yürütülen referandum kampanyalarına, bilgilendirici olmayan, kışkırtıcı, kamplara bölücü ve sayım esnasındaki usulsüzlüklere başlıyorum.
Halihazırda oy kullanan seçmen sayısından fazla yaklaşık 2,5 milyon oyun kaynağının açıklanmaması kafalarda soru işareti doğuruyor. Eğer çifte vatandaşlık hak olarak verilmişse, türlü gerekçelerle bunun iptal edilmesini hukuksuz ve yanlış bulurum.
Politikacıların, Türkiye’nin kendi iç politik sorunlarındaki, şahsi kaygılarındaki çaresizliklerini Avrupa‘yı, ya da Avrupa’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını alet etmelerini, kışkırtmaya çalışmalarını ahlaklı, etik bulmuyorum.
Kendilerine oy devşirebilmek adına Avrupa’da yaşayan yurttaşlarımızı kamplara bölmeye çalışmak uzun vadede sadece burada yaşayan vatandaşlarımıza zarar verecektir. Şu an bile vermeye başladı.