Böyle kampanyaların modası geçti

Didim’deki medusahouse butik otel işletmelerinin sahibi ve Didim Kültür Mirası Koruma Derneği başkanı Mustafa Şentürk, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın yurt dışında yaşayan Türkiye kökenli vatandaşlar için 2 Şubat 2017 tarihinde açıkladığı; “Düğününüzü Türkiye’de yapın”,”Komşunuzu alın Türkiye’ye tatile gelin” kampanyasını değerlendirdi.

30 senedir turizm sektörünün içinde bulunan Mustafa Şentürk, “Bu kampanya için modası geçmiş çağrılardır. Önceden de denendi.” Yorumunu yaptı. İşte Mustafa Şentürk’ün sorularımıza verdiği cevaplar:

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın kampanyasını nasıl buldunuz?

Anavatan Partisi döneminde Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu beyde böyle bir kampanya başlatmıştı. Zaimoğlu, „Komşunu al Giresun’a gel“ diyordu. O da bunun gibi bir şey. Yani modası geçmiş bir çağrı. Yeni bir şey değil.

Sayın cumhurbaşkanının ikinci çağrısı, „Düğününüzü Türkiye’de yapın“ oldu. Bu çağrıda bana pek mantıklı bir yol gibi gelmiyor. Çünkü, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız artık burada yerleşik vaziyette. Değişik şehirlerden çevreleri oluşmuş, arkadaşları var.

Almanya örneğini dikkate alırsak; düğünlerini daha çok bulunduğu yerde yapmayı tercih ediyorlar. Ona görede sektörler oluşmuş, salonları var, kameracıları var, fotoğrafcıları var. En önemlisi davet edeceği dostları yıllardır ikamet ettiği yerde, yani Almanya’da. Nasıl Türkiye’de düğün yapsın ki? Gönül tabii ki ister. Fakat 2017 Türk turizmi için çözüm değil. Çözümü başka yerlerde aramak gerekir diye düşünüyorum.

TERÖR HER TARAFTA OLABİLİR, YAKLAŞIM SİYASİ Mesela nerde, nasıl bir çözüm?

Türkiye turizmini vuran birinci faktör terör, ikinci faktör ise iç siyaset. Türkiye’de patlayan bombalar batı toplumunu korkutuyor, ürkütüyor. Ve insanlar çok cazip olmasına rağmen tatil için ülkemize gelmiyor. 2016 yılında Rusya ile de kriz yaşadık. Bütün bunlar turizm sektörümüzü etkiledi. 2016 yılını yüzde 40 düşüş ile kapattık. Batı ülkelerinde fuarları dolaşıyoruz, şirketleri dinliyoruz.

Basın şöyle bakıyor. Terör her tarafta var; Paris’te, Berlin’de, Londra’da veya İstanbul’da terör olabilir. Ama Türkiye’ye farklı bakıyor, yani siyasi. Siyasi bir konjöktöre doğru gidişat var. Batı toplumu Türkiye’deki sistemi yargılamaya başladı. Farklı bir düzen, tek adamlık konularını batı medyası devamlı olarak gündemde tutuyor. Dolayısıyla insanları etkiliyor. Tercihinde farklı seçenekleri kullanma yoluna gidiyor.

2017 YILI DAHA DAHA KÖTÜ OLACAK Siz turizm sektörünün 30 senedir içindesiniz, turizm merkezlerimizden Fethiye’de işletme sahibisiniz. Nasıl görüyorsunuz durumu?

1990’dan beri bütün uluslararası fuarlara katılıyorum. Almanya’ya geliyorum, İngiltere, Hollanda’ya gidiyorum. Şunu hemen söyleyebilirim, satışlar net belli. Rezarvasyonlar ne durumda belli, hangi havalimanlarından Türkiye’ye kaç uçak kalkacak biliyoruz. 2016 senesine göre yüzde 40 geride gidiyoruz. 2016 yılında durum çok kötüydü, 2017 daha daha kötü olacak. Elimizdeki doneler bu. Bir felaket yaşayacağız.

SİYASİLER KENDİLERİNE ÇEKİ DÜZEN VERMESİ LAZIM Size göre çözüm nedir?

Türkiye’deki gergin ortam bir defa sona ermesi lazım. Siyasiler susması gerekiyor. Bu da referandum sonuçlarına bağlı, yani 16 Nisan günü çıkacak sonuçlara. Zaten 1 Mayıs’da sezon başlıyor, her halükarda bu sezonu kötü kapatacağımız belli. Biz şimdiden 2018, 2019, 2020’leri nasıl kurtarırız ona bakıyoruz. Turizm günü birlik kampanyalara bağlı bir sektör değildir.

Mesela, Alman toplumu tatil tercihlerini yüzde 60 oranında yapmış durumda. Yüzde 40 oran bizi kurtarmaz. 2017 senesini unut. 16 Nisan referandum sonuçlarını atlatabilirsek, siyasilerde kendilerine çeki düzen verebilirlerse olumlu sinyal alabiliriz. Tabii ki, büyük bir tanıtım kampanyası yaparak, sokak afişlemesinden tutun, bütün medya iletişimlerini kullanarak.

HAYIR OYLARI SEKTÖRE YÜZDE 30 KATKI SAĞLAR

Referandum sonuçları sektörü etkiler mi? Mesela EVET çıkarsa şöyle olur, HAYIR çıkarsa böyle olur gibi öngörünüz var mı? Elbette var. Kişisel görüşüm, eğer EVET çıkarsa turizm sektörümüz daha büyük bir darbe alır. Çünkü batının bakış açısı belli. İnsan hakları eksenli. İç siyaset ise daha farklı. Eğer EVET çıkarsa turist sayısı çok azalacaktır. HAYIR çıkarsa şöyle bir şansımız var, Türkiye’deki insanlar demokrasiye sahip çıktı, mevcut anayasaya sahip çıktı, diye değerlendirilir. Bu da sektöre yüzde 30 katkı sağlar.

Adnan ÖZTÜRK