Türk Halkı Demokrasi Dışı Müdahalelere izin vermeyeceğini göstermiştir

TC Münster Başkonsolos Pınar Gülün Kayseri, Pınar Gülün Kayseri
TC Münster Başkonsolos Pınar Gülün Kayseri

T.C. Münster Başkonsolosu Pınar Gülün Kayseri, 15 Temmuz kalkışması’nın yıl dönümünde bir makale yayınladı. Makalede, geride kalan 1 seneyi de değerlendiren Kayseri şu görüşleri dile getirdi:

Ülkemizin ve milletimizin 15 Temmuz 2016’da maruz kaldığı hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Demokratik, meşru Hükümetimize ve Anayasal düzenimize karşı yapılan bu kanlı kalkışmanın akim kalmasından sonraki süreçte yaşadığımız gelişmeleri bir köşe yazısına sığdırmak zor. Ancak, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehdidin ürkütücü boyutunun bu süreçte giderek daha iyi anlaşıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Aynı şekilde, Türk milletinin devletine sahip çıkarak, darbe girişimine karşı gösterdiği cesur mukavemetin de ne denli tarihi bir vatan savunması olduğu giderek daha iyi anlaşılmakta ve gözler önüne serilmektedir.

Devletimizin ve halkımızın birlikte karşı duruşu sayesinde darbe girşiminin akim bırakılmasının yıldönümünde bir yandan şehit ve gazilerimizi anmak, bir yandan da geçen bu bir yılın muhasebesini yapmak önemlidir.

OHAL İLANI’NIN AMACI

Devletimiz, bu tür müdahale teşebbüslerinin bir daha yaşanmaması için tüm kurumlarıyla bir bütünlük içinde harekete geçmiştir. Bunun için evvela Olağanüstü Hal – OHAL ilan edilmiştir. OHAL ilanının amacı, bazı çevrelerin takdim ettiği gibi özgürlüklere müdahale değil, Hükümetin hızlı karar almasını temin etmeye dönüktür. OHAL kapsamında, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanının başkanlığındaki Bakanlar Kuruluna verilen Kanun Hükmünde Kararname- KHK çıkarılması yetkisine dayanarak şimdiye kadar 25 KHK hazırlanmıştır. Sözkonusu KHK’larda öngörülen tedbirlere dayanılarak yürütülen işlemler bakımından çeşitli idari ve hukuk yolları da bulunmaktadır. Faillere ilişkin 23 ayrı ilde devam eden 78 dava mevcuttur. Savcılar, darbe girişiminin arkasında FETÖ’nün tartışmasız dahline işaret eden önemli kanıtları bir araya getirmiştir. Böylesine karanlık bir yapıyla mücadele etmenin kolay olmadığı açıktır.

Türk halkı, özgürlük ve milli irade uğrunda savaşmaya hazır olduğunu bu musibet karşısında bir kez daha teyit etmiştir. Almanya’daki Türk toplumunun da, darbe girişiminin açığa çıktığı   gecenin ilerleyen saatlerinde, Münster dahil, bazı Başkonsolosluklarımızın önünde toplanarak, devletimize olan desteğini ortaya koymuş olması, herkes tarafından takdir edilmesi gereken bir görüntüydü. Sadece Almanya’da değil, dünyanın her yerinde, Türkiye’de olduğu gibi, toplumun ve siyasi yelpazenin her kesiminden vatandaşlarımız yek vücut olarak demokrasi dışındaki hiçbir müdahaleye izin vermeyecekleri mesajını vermiş, böylelikle demokratik düzenin vazgeçilmez bir kazanım olduğunu iliklerine kadar özümsemiş olduklarını göstermiştir.

FETULLAH GÜLEN TERÖR ÖRGÜTÜ

Darbe girşiminin arkasında, devletin her kademesine sızmış, Fetullah Gülen Terrör Örgütü’nün   (FETÖ) yer aldığından en ufak şüphe duyulmamaktadır. Kendisine “kainat imamı” dedirten kişinin liderliğindeki FETÖ “kişi kültü”nü esas alan radikalleşmenin tipik bir örneğidir. Devletimizin politikası, başta İslami öğretiler olmak üzere, insanımızın tüm kutsal değerlerini kötüye kullanarak, esasen para ve güç hedefi etrafında örgütlenen bu suç şebekesinin yargılanması ve tüm unsurlarının bertaraf edilmesine yöneliktir.

“Hoşgörü” ve “dinlerarası diyalog” gibi güzel hasletleri paravan olarak kullanan, örgüt mensuplarına “kimseye varlıklarını hissettirmeden sistemin kılcal damarları içinde hareket etmeleri” talimatını veren, yasadışı dinlemelerle, şantaj ve düzmecelerle devletimizin güvenliğini sabote eden FETÖ’nün, sözde hayır dernekleriyle, holding, banka, finans ve medya kuruluşları ile dönen ihanet çarkının bertaraf edilmesiyle ülkemizin geleceğinin önünün açılacağına inanıyoruz.

FETÖ liderinin bu karanlık örgütünün, ülkemizi belki daha büyük felaketlere sürüklemeden deşifre edilmiş olması, yaşanan insanlık dramı ve verdiğimiz şehitler düşünüldüğünde tek tesellimizdir.

Diğer yandan, bu örgütün, okul ve diğer sözde hayır ve eğitim araçlarıyla insan devşirme kültünün Türkiye’yle sınırlı olmadığı de bilinmektedir. Bu tehdidi hafife almaya yönelik girişimleri kabul etmemiz mümkün olmadığı gibi, bu örgütün birçok ülkedeki yasal görünümlü yapılanmalarına karşı uyarılarımızı da muhataplarımız nezdinde dillendirmeye devam etmekteyiz.

15 Temmuz günü darbe teşebbüsünü sivil vatandaşlarımız, vatanperver polislerimiz ve askerlerimiz birlikte önlemişlerdir. Devletimizin ve insanımızın bu darbe girşimine karşı haklı mücadelesini her ortam ve seviyede anlatmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın ihtiyatlı, sabırlı, ölçülü ve hakkaniyetten yana tavrı ise, hem gurur hem de ilham vericidir.