Tarih 24.04.2019. 1 küçük bavul 1 haftalık 1 tatil planı ile İzmir’e doğru yola çıkıyorum. Hayat siz planlar yaparken arkanızdan gelip geçendir derler. Benim planım bir haftalık bir tatildi ama meğersem hayat benim için neredeyse bir senelik bir İzmir tatili planlamış.
KANSER İLE TANIŞMA
Herşey bir sabah uyanıp nefes almakta zorlandığımı hissetmekle başladı. Almanya’ya dönmeme daha 3-4 gün var. Beklesem mi? Bir doktora görünsem mi? Tereddütü yaşarken, kaldığım otelin penceresinden baktığımda Tire Devlet Hastanesini gördüm. Bu bir sinyal olmalı ! Aynı güne bile randevu alınabilen çok organize bir sağlık sistemi sayesinde doktorun karşısındayım. Çeşitli tetkikler ve bir gerçek. Doktor bile hastalığın adını söyleyemiyor. “Kötü hastalık” diye tanımlıyor. Almanya’ya ulaşana kadar bu nefes beni idare eder mi ? sorusunun cevabı İzmir’e kadar idare ederse şanslısın oluyor ve istikamet İzmir Çiğli Kent Hastanesi. Bundan sonra ki yaşamımım önemli bir parçası olacak adres. Acil ameliyat, yüzlerce tetkik. Teşhis kesinleşiyor. Akciğer Kanseri.
BEN ÇAĞIRDIM
Hayatıma torunlarım girdikten sonra bana bir korku gelmeye başladı. Ya onlara birşey olursa ? İşte bu acıyı bana göstermemesi için her gün, her vesile ile tanrıya dualar ettim. Bana gelsin dedim. Onlara dokunma, beni al. Dualarım kabul oldu. Onlar umuyorum daha nice pırıl pırıl yıllar yaşayacaklar.
SEVİNÇ GÖZYAŞLARI
Hayatıma kanser ile birlikte yeni yeni terimler katıldı. PET ÇEKİMİ. Bütün vücut da kanser taraması yapılması anlamına geliyormuş. Kent Hastanesinin mucizevi ekibi sayesinde PET Çekimi sonuçlarını anında öğreniyorum. Doktorum Prof. Dr. Gökhan YUNCU “metastaz yok” diyor. Bu haber son günlerde duyduğum kötü haberler arasında bir mucize adeta. İçimden “Yaşasın yırttın, en azından bir 10 yılı garantiledin Esin” diyorum”. Gerçekten yırttım mı? Onu da yaşayarak göreceğim.
KORKU, İSYAN, UMUT
Kanser ile tanışınca insanın içinde bir sürü duygu birden çarpışıyor. İlk önce korku kaplıyor her yerini. Her gün arabaya bindiğimizde de bir risk var. Trafik kazasında ölen sayısı kanserden ölenden daha fazla. Ama ondan pek korkmuyoruz. Kanser denince akla ilk gelen ölüm oluyor. Sonrasının tarifi pek yok. Yakıştıramamak, algılayamamak gibi birşey. Hafife almak, küçümsemek duygusu. Ben bu yolu seçtim. Hastalığı ne Dr. Google sordum, ne de araştırma yaptım. Giyiniyorum, süsleniyorum. Yokmuş gibi davranıyorum. Hastane odasında bile sabah ilk işim makyaj yapmak oluyordu. Aynada görmeye alıştığım Esin ile bağları koparmamaya çalışıyorum. NEDEN BEN? Hayatın getirdiği güzellikleri yaşarken bu soru hiç aklımıza gelmez. Ama kötü birşeyle karşılaşınca sorgularız hemen. Bu hastalığa neden olabilecekler sıralamasından hiç biri bana uymuyor. Sigara kanser yapar! Gel de inan. Ömrüme sığan sigara sayısı 3 ya da 5. Ama yine de ben. KADER! Kader insanın hayatı boyunca alacağı nefese, içeceği suya, uyuyacağı dakikaya, atacağı adıma kadar her şeyin Allah tarafından belirlenmiş olması değil midir? Doktorumun görüşü, ben bu nur topu gibi tümörümle aşağı yukarı 1- 1.5 senedir birlikte yaşıyormuşum. Neden kendini belli etmek için İzmir’i seçti? Kanser korku ile beslenen bir hastalıktır diyorlar. Umudunu kaybeder, ölüm korkusu ile beslenirsen, hastalığın virajlarından birinde seni solluyormuş. Ama ben UMUTLUYUM. “Kolun mu kırıldı? Üzülme, belki Allah sаnа kаnаt verecek.” Gelecek bahar kirazlar çiçek açtığında bende kanatlarımla daldan dala uçacağım.
İYİ Kİ KANSER OLMUŞUM !
Haber yayıldığı andan itibaren bir sevgi çemberi içinde yaşıyorum. 40 yıldır nerede olduklarını bile bilmediğim hısım, akrabalarımı buldum. Tire’de RAMADA Hotel’de konaklıyorum. Sağ olsunlar, tüm personel beni mutlu edebilmek için birbiri ile yarışıyor. Bu sevgi çemberi benim yaşamımı yeniden inşa etme cesaretimi yaratacak eminim.
HIZ LİMİTİ
63 sene dolu dizgin, deli sürat koşturdum. Yüzlerce iş dalı, yüzlerce seyahat, macera. Bir baktım bir uyarı! Hız limitini aşmışım. Bir süreliğine ehliyeti kaptırdım. Bu sürede bende bisiklet binmeyi öğreneceğim, yaşamın farklı zevklerini tadacağım. Yenilenme, tazelenme zamanı. Hem de en sevdiğim şehir İzmirde. Ben ehliyeti bir geri alayım, asıl sürati siz o zaman görün. Şu zamanlamaya ne denir ? Bütün Türkiye hep bir ağızdan haykırıyor. HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK.