yazdı.
3 Nisan Cuma günü Johannesberg’e gittim. Johannesberg Bielefeld’in en güzel tepelerinden birisi. İçinde tesisler bulunuyor; otel ve kafeteryası var. Gezme parkürleri, karavanlar için kamp alanı, spor aletleri ve büyük bir otopark yeri mevcut. Teutoburger Wald ormanının içinde. Zaman zaman gider, gezerim. Kahve içerim. Sessiz, sakin, otomobil gürültülerinden uzak, huzur veren bir yer. Özellikle yaz aylarında Johannesberg’e çalışmak için giderdim, şehrin bunaltıcı sıcağından kendimi oraya atardım. Küçük, biraz uyduruk fakat son derece kullanışlı bir tahta masam var, bir dost hediye etmişti. Çayı termosa koyar, temiz havada çalışmalarımı yapardım.
Korona virüsü her birimizi sıkmıştı!
Dünde o niyetle gittim. Tahta masa ile çayım yoktu. Arabanın içinde dostlarla telefonlaştım. Yanımda getirdiğim notlara bakmadım bile. Bazı haberleri takip ettikten sonra, korona’dan sıkılan dostları aradım. Kimi aradıysam, herkeste aynı karamsar duygu ve düşünce içinde. Komplo teorileri vs. anlatıp durdular. Ben sadece dinledim, muhabirlik alışkanlığımdan olacak ki, susmayı tercih ettim. Benimde aklıma bir şeyler gelmiyor değildi, “Birdenbire bir virüs bütün dünyayı nasıl etkisi altına aldı, kutsal mekanlar olan Cami, Kilise ve Sinegogları kapattı. Dostların, arkadaşların, aile bireylerinin, yaşlıların bir araya gelmesini engelledi?”
Soru işaretleri çoktu.
Sibel hanımdan mesaj geldi, öksürükten hiç konuşamıyorum!
Pencereden konuştuğumuz annem aklıma geldi, mahallemizin yaşlıları gözümün önünden geçti. Markette alışverişe gittiğimizde ceylan gibi ürkek çelimsiz bayan aklımdan zaten hiç çıkmamıştı. Yalnız yaşayanlar, kimsesi olmayanlar, sağlık sorunları olan çaresizler… Ve 85 yaşında korona virüsünden dolayı hayatını kaybeden Trabzonlu Niyazi amca ve akıbeti. Niyazi amca için ambulans geldiğinde kızı da beraberinde gitmek istemiş. Fakat Koronalı olduğu için refakatçi istememişler. Bir gün sonrada vefat ettiği haberi verilmiş kızına. Kim bilir yalnız iken neler düşünmüştü Niyazi amca?.. Haberi yaparken telefonlaştığımda öksürükten konuşamıyordu Sibel Cora hanım. O da babasından hastalığı kapmıştı. 3 Nisan Cuma günü, “Nasılsınız?” diye mesaj atmıştım kendisine, cevabını iki gün sonra verdi “Hiç iyi değilim. Öksürmekten konuşamıyorum.”
Allah acil şifalar versin. İnşallah yenecek Kovid 19 gribini. Sibel hanım gibilere dua edelim. Velhasıl çok zor bir dönem yaşanıyor..
Devamlı sağlıkçılar ile görüşüyorum. Güncel bilgiler var mı öğreniyorum. Bu arada salgın sebebiyle matbu yayınımızı ertelediğimizden dolayı siteye çok mesayi harcamaya başladık. Hemen hemen her gün güncel haberler girdik. Duyuruları verdik. Sağolsun okurlarımız bizi ordan takip ettiler.
Kovid 19 kuluçka dönemine girmiş?!
Evet, sağlıkçılarla görüştüm demiştim. Kovid 19’un Almanya’da “Kuluçka da” olduğunu söylediler. Kuluçka dönemi 12 Nisan’a kadar sürecekmiş. Israrla, üzerine basa basa, “Bu dönemde dışarı çıkmayın, biraz dişimizi sıkıp sabredelim” yakarışında bulundular. Bu mesaj önemli, iletmiş olalım.
Zabıta arabaları 19 Nisan’a kadar her tarafta görülecek
Diğer bir konu zabıtalar; onlarda artık her tarafta görülecek. Özellikle 19 Nisan’a kadar sıkı denetim yapacaklar. İnsanların gidebilecekleri her yerde hazırlar. Mesela Bielefeld Johannesberg tepesinde, Obersee gölü etrafında, bizzat gördüm. Kalabalık oluşturan grupları haklı olarak, toplum sağlığınıda dikkate alarak uyarıyorlardı.
Tarla kenarlarında yürüyebileceğimiz çok yerler var
Bu gün havalar çok güzel. Canımız mutlaka dışarı çıkmak isteyecek. Başka hiçbir imkanımız yoksa yürümek için tarlalara gidelim. Bielefeld’de veya Almanya’nın her yerinde, kenarından yürünecek tarlalar var. Yeni yerler bile keşfetmiş oluruz..
