Online terapiler
Online terapiler, son yıllarda dijital çağın getirdiği imkanlar doğrultusunda yaygınlaşsa da bu terapi yönteminin geleneksel yüz yüze terapiye kıyasla belirli sınırlamaları ve dezavantajları bulunmaktadır.
Psikologlar genellikle online terapi yapmayı tercih etmezler, zira bu yöntemin psikolojik destek sunma açısından yeterli olmadığına ve uzun vadeli fayda sağlamadığına inanırlar.
Öncelikle online terapi, danışanın kendi evinde olması nedeniyle, terapi sürecinin etkili bir şekilde ilerlemesini engelleyebilir. Ev ortamı, profesyonel bir terapi odasının sağladığı güvenli ve tarafsız atmosferi sunamadığı için danışanın duygusal olarak açılması ve sorunlarına odaklanması zorlaşabilir.
Online terapinin bir diğer önemli dezavantajı ise, danışanların dikkatlerini terapiye tam anlamıyla verememeleridir. Ev ortamı, dış etkenler tarafından sürekli bölünebilecek bir alandır; telefonlar, aile üyeleri, ev işleri gibi unsurlar terapi seansının odaklanmasını güçleştirebilir. Geleneksel terapilerde, terapi odası danışan için tamamen izole ve odaklanmış bir alan sağlar. Ancak, online terapide bu tür bir izolasyon sağlanamadığı için, danışan tam anlamıyla terapiye kendini veremeyebilir ve seansların verimliliği ciddi anlamda düşebilir.
Ayrıca, online terapi yönteminin psikolojik müdahalelerin çeşitliliğini de kısıtladığı bir gerçektir. Yüz yüze terapilerde kullanılan bazı teknikler, online ortamda ya uygulanamaz ya da etkisini yitirir. Özellikle grup terapileri, sanat terapisi veya beden dili ile çalışan bazı psikoterapi teknikleri online ortamda sınırlı kalır. Bu da online terapilerin genel etkililiğini azaltan bir diğer faktördür. Terapistlerin danışanlarına uygulayabilecekleri yöntemler kısıtlandığında, danışanların sorunlarına daha yüzeysel çözümler getirilmesi olası hale gelir.
Psikolojik desteğin mahremiyeti de online terapide tam anlamıyla korunamayabilir. Birçok insan, özel bilgilerini dijital ortamda paylaşma konusunda çekinceler yaşar. Veri güvenliği ve gizlilik ihlalleri gibi kaygılar, danışanların terapi sürecine olan güvenlerini sarsabilir. Ayrıca, teknik aksaklıklar veya internet bağlantısı problemleri gibi dış faktörler, terapi sürecinin sürekli kesintiye uğramasına ve tedavi sürecinin aksamasına neden olabilir. Tüm bu nedenlerden ötürü, online terapinin sunduğu sınırlı faydalar göz önünde bulundurulduğunda, yüz yüze terapinin önemi bir kez daha vurgulanmalıdır.
Online terapilerde kişisel ilişkilerin kurulmasındaki zorluklar da önemli bir engeldir. Terapi, büyük ölçüde terapist ve danışan arasında kurulan güven ilişkisine dayanır. Ancak, dijital ekranlar üzerinden bu güveni inşa etmek ve danışanın kendini tam anlamıyla açabilmesi için gerekli olan empatik bağlamı oluşturmak daha zor olabilir. Yüz yüze etkileşimlerin yerini alamayan bu sanal bağlantı, terapistin danışanın beden dili ve yüz ifadeleri gibi sözlü olmayan ipuçlarını tam anlamıyla gözlemleyememesi sonucunda, terapi sürecinin verimliliğini düşürebilir.
Türkiye’de online terapi sunanların büyük bir kısmının, psikolog olmadığını görmekteyiz. Bu kişiler genellikle uydurma bir meslek olan „yaşam koçu“ olarak kendilerini tanıtmakta ve yetersiz eğitim ve deneyime sahip olmalarına rağmen psikolojik destek hizmetleri sunmaktadırlar. Bu durum, özellikle Almanya’daki gurbetçiler için bir sorun teşkil etmektedir. Yüksek ücretler karşılığında sunulan bu hizmetler, çoğunlukla derinlemesine bir psikolojik destek sağlamaktan ziyade, yüzeysel ve verimsiz sohbetler ile sınırlı kalmaktadır.
Maalesef Türkiye’de her konuda çeşitli kurslar aracılığıyla alınabilen sertifikalar da bu durumu daha da karmaşık hale getirmektedir. Bu sertifikalar, genellikle kısa süreli ve yetersiz eğitimlerle verilmektedir ve dünya genelinde geçerliliği bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu belgelerle verilen hizmetlerin, gerçek bir profesyonel destek sağlaması beklenemez. Buna rağmen, astronomik rakamlarla gurbetçilere her konuda sertifika dağıtma çabası da durmuyor.
Sonuç olarak, online terapi hizmetlerinin sunumu konusunda dikkatli olunması ve bu hizmeti alacak kişilerin, sağlayıcıların yeterliliği ve profesyonel nitelikleri konusunda titiz davranması gerekmektedir. Psikolojik destek, ciddi bir uzmanlık gerektiren bir alan olup, bu hizmeti verecek kişilerin yeterli eğitim ve deneyime sahip olması, hizmetin kalitesi ve danışanın iyiliği açısından kritik öneme sahiptir.