Seçimler Derde Deva mı?
Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’ın seçimleri kazanmasının hemen ardından Almanya’daki üçlü koalisyon (Sosyal Demokratlar + Liberaller + Yeşiller Koalisyonu) çöktü. Hemen ardından 23 Şubat 2025’te erken seçimlerin yapılması kararı alındı. Almanya ve Dünya daha şimdiden seçimlerden ne çıkacağını ne çıkmayacağını merak etmeye başladı.
ALMANYA HÜKÜMETLERİNİ LİBERALLER TAYİN EDERDİ
Klasik Alman siyaseti döneminde krizlerden ve seçimlerden beklentiler birçok kez üçüncü parti konumundaki kilit parti Liberallerin Sosyal Demokratlarla mı yoksa Hıristiyan Demokratlarla mı koalisyon ortağı olacağına göre şekillenirdi. Eğer iş yürümezse Liberaller saf değiştirirdi ve hayat devam ederdi. Almanya’nın üst üste atılımlar yaptığı, ekonomik mucize diye adlandırılan sıçramayı gerçek-leştirdikleri dönemler bu koalisyon dönemleridir.
POLİTİKA SAHASINDA İKBALLER KONUŞULUR OLDU
Ancak bilhassa iki Almanya’nın birleşmesinin ardından esen Globalizm ve Neoliberalizm rüzgarları birçok şey gibi Alman siyasetinin yapısını da değiştirdi; halka ve ülkeye hizmet etmek anlayışının yerini nasıl olursa olsun başta olmak, ülke için gerekli ekonomik şartların düzeltilmesinin yerini de kişi, grup kazançlarının ön plana çıkarılması aldı. Politik arenada yer alan siyasetçiler giderek idealist kadrolar olmaktan çıkmaya, politikayı bir meslek gibi ele almaya başladılar. Yeni yetişen nesillerin artık Almanya’yı ve geleceğini düşünme keyfiyetlerinin yerini kendi ikballerini düşünmeye başlamalarıyla halka tamamlandı. Politika sahası artık kurtaracak bir alan olmaktan kurtarılması gere- ken bir yörüngeye dönüştü.
DÜNÜN SIKINTILARI BUGÜNE ERTELENDİ
Eski Şansölye Angela Merkel dönemleri, halihazırdaki sıkıntıları geçmişin mirası ile kotarma ve erteleme dönemleriydi. Günümüz Almanya’sının, Avrupa’sının ve Dünya’sının aktüel en önemli meseleleri, Rusya-Ukrayna Savaşı, Filistin Meselesi, Almanya-Rusya İlişkileri, Avrupa Birliği’nin gerçek anlamda bir birliğe dönüşmesi gibi konuların hepsi daha dünden halledilmesi gereken meseleler iken bu günlere ertelendiler.
ABD ÖLÇÜSÜZ SALDIRISI VE ORTAKLARIN TARAFI
Zayıf bir hükümet olarak kurulan Olaf Scholz kabinesi bunlarla baş edemeyeceği baştan biliniyordu. Hükümetin zayıflığından yararlanarak Almanya’yı ve Avrupa’yı baskı altına alıp tam bir uydu haline getirmek için ABD’nin ölçüsüzce saldıracağını tahmin etmek de zor değildi. Kaldı ki hükümetteki iki küçük ortağın Almanya’dan ziyade ABD’nin menfaatlerinin savunucusu olduğu açıktı. Bu ve eklenebilecek benzer durumlar Scholz hükümetinin her an dağılabileceğinin sinyallerini zaman zaman açıkça vermekteydi.
ORTAYA ÇOK PARÇALI MECLİS ÇIKACAK, AFD ÇITAYI NE KADAR YÜKSELTECEK
Şimdi merak edilen, Sosyal demokratların aynı sorumluluk yetkisini tekrar alıp alamayacakları; Hıristiyan demokratların yeniden iktidara ne derece hevesli olduk-ları; Liberallerin ve Yeşillerin politikalarında ne gibi değişiklik veya kırılmaların yaşanabileceği ve en önemlisi artık bir kâbus gibi ülkenin önemli bir gerçeği haline gelen aşırı sağ Almanya için Alternetif (AfD) partisinin çıtayı ne kadar daha yükseltebileceğidir. Ortaya çok parçalı bir meclis aritmetiğinin çıkacağı açıktır. Şimdilik açık olmayan ikili-üçlü-dörtlü koalisyon tercihlerinden hangisinin hayata geçirileceğidir.
PROBLEM DERİN !
Gün gibi açık diğer bir husus, sonuç ne olursa olsun, biriken dertlere bir çare olunamayacağıdır. Çünkü problem derindedir ve birkaç seçimle düzeltilemeyecek derecede ağırdır.