Suçlu ve Cezalı

Şefik KANTAR yazdı
Şefik KANTAR yazdı

Geçtiğimiz günlerde Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, 2020 yılına ait ülkedeki siyasi suçlara ait istatistikleri açıkladı. Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) tarafından çıkarılan istatistiklere göre, Alman aşırı sağ örgütlerin işledikleri suçlardaki artış kesilmeksizin devam ediyor. Paylaşılan sayıların ürkütücülüğü ortada iken kamuoyu iç güvenliği tehdit eden en büyük tehlikeye karşı nasıl mücadele edildiği veya edileceği hususunda tatmin edici bir cevap henüz alamadı. Bu durum, artık hem eyalet parlamentolarında hem de Bundestag’da kendilerine gözle görülür bir yer edinen aşırı sağ düşüncelere ve militanlarına karşı çaresizlik görüntüsü veriyor.

İstatistiklere göre 2020 yılında 44 bin 692’yi bulan politik suç eylemlerinin yarıdan fazlası (23 bin 604) aşırı sağcılar tarafından işlendi. Şiddet içeren suçlarda ise aşırı sol daha önde görünüyor. Yüzde 18,8 artarak 3 bin 365’ü bulan şiddet içeren suçtan 1500’ü aşırı solcular, 1100’ü ise aşırı sağcılar tarafından işlenmiş. Bu sebeple Seehofer, aşırı solun da Almanya için ciddiye alınması gereken bir tehdit olduğuna dikkat çekti.  

Yayınlanan istatistiklerde yabancı politik odakların karıştığı ve işlediği suçlarda büyük bir düşüş görülüyor. Bunun üzerinde pek konuşma gereği duymayan bakan, İslamcılığın da Almanya için bir tehdit olduğunu vurguladı. Almanya için endişe verici bir durum, doğrudan devlete, devlet organlarına ve devlet otoritesine karşı işlenen suçların % 50,65 gibi büyük bir artış göstermesi. Uzmanlar bu alandaki artışın pandemi yasakları sebebiyle ortaya çıkan yeni durumla olduğu kadar İmparatorluk Vatandaşları (Reichsbürger) gibi akımların güç kazanmasının da rolü bulunduğu değerlendirmesini yapıyorlar.

İstatistiklere göre 2020 yılında İslam düşmanlığı kategorisindeki suçlar 2019’a göre % 8 artarak 950’den 1026’ya yükselmiş. Antisemitik suçlardaki artış ise % 15,70’e ulaşmış ve toplamda 2 bin 351 olmuş. Kamuoyunda antisemitik suçların çoğunun ülkedeki Müslümanlar tarafından işlendiğine dair bir algı oluşturulmasına karşın bu suçların faillerinden 2 bin 224’ü Alman aşırı sağcılar. Yabancı ideoloji mensuplarının antisemitik suçlar içindeki payı ise bir önceki yıla göre % 29,82 azalarak 40’a düşmüş. Yabancı düşmanı eylemlerdeki artış da kesintisiz sürüyor. 2020’de yabancı düşmanı kategorisindeki suç sayısı % 19,10 artarak 7 bin 909’dan 9 bin 420’ye çıkarak yeni bir rekora ulaşmış durumda.

Nefret suçları kapsamında Hıristiyan düşmanlığı olarak kaydedilen 141 suç yanında 222 suç da Alman düşmanlığı olarak kaydedilmiş. Yabancılara karşı işlenen suçların büyük bir bölümü Türk düşmanlığı kaynaklı olmasına rağmen Almanya bunu ortaya koyacak bir istatistik tutup yayınlamaktan yıllardır geri duruyor.

Ülkedeki yabancıların karıştığı suçlarda her alanda önemli bir düşüş görünmekle birlikte internette işlenen suçlarda az da olsa bir yükselme görülüyor. Yabancıların iştirak ettiği internet suçları 2019’da 136 iken 2020’de 151 olmuş. Bu kategorideki toplam suç rakamı 7 bin 939. (Konuyla ilgili tüm rakamları https://www.bmi.bund.de/SharedDocs/downloads/DE/veroeffentlichungen/2021/05/pmk-2020-bundesweite-fallzahlen.pdf?__blob=publicationFile&v=4 adresinde görmek mümkün.)

Geçmiş yıllardaki gibi bu yılın rakamları da göstermektedir ki Almanya’da kontrolsüz şekilde yükselen bir nazi tehlikesi vardır. Devlet makamlarının bunun ismini koymak yerine ‘aşırı sağ’ başlığıyla geçiştirmeleri sadece nazilerin işine yaramaktadır. Bilhassa bazı partilerin ve medya organlarının, saklanma gereği dahi duymayan bu kesimler dururken ikide bir ülkedeki yabancıları ve yabancı kuruluşları hedef tahtasına koymaları, esas tehlikeyi gizlemeye, korumaya çalışmaları kabul edilebilir değildir.

Rakamları, gerçekleri örtmenin, manipüle etmeye çalışmanın kimseye bir faydası yoktur. Yerlisiyle yabancısıyla barış içerisinde, birlikte, huzurlu bir Almanya’nın yolu gerçekleri olduğu gibi kabul etmek, hazmetmek ve realiteler üzerinden çözüm yolları aramakla mümkündür. Her şey gün gibi açıkken sürekli Türkleri, Müslümanları, yabancıları suçlamak, onların kurumlarına yüklenmek, siyasetten dışlamak, sadakatlerini sorgulamak ve toplum dışına atarak kriminalize etmeye çalışmak, Almanya için en kötü ve yanlış yoldur. Umarız politikacılarımız bu çıkmaz yoldan bir an önce dönerler. Bu duygu ve düşüncelerle Mübarek Ramazan bayramınızı tebrik eder, sağlık ve afiyetler dilerim.